Log in

goodpods headphones icon

To access all our features

Open the Goodpods app
Close icon
BİLİM KAZANI - Bölüm 8: Biyolojik Saatler

Bölüm 8: Biyolojik Saatler

01/16/14 • -1 min

BİLİM KAZANI

Ilya Piskovic tıp fakültesine henüz o sonbahar başlamıştı. Haftalık yövmiyesi ancak yol parasını karşıladığı için annesinden yadigar piyanosunu tam 200 rubleye satmış, postallarının uzun kışa dayanamayacağından korktuğu için de okulun hemen yakınında çok da matah olmayan ve sıvaları dökülen bir ev tutmuştu. Ilya’nın bütün bu hazırlıkları yapmasına hiç gerek yoktu, çünkü o kış en hürmet ettiği hocalarından biri O’nu 127 gün boyunca ışık görmeyen bir mağaraya kapattı.

Literatürde ‘mağara deneyi’ olarak anılan bu deneyin sonuçları, 1974 yılında bir makale olarak yayınlandı. Sonuçlar deneyin kendisinden de dehşetengizdi: insan vücudunda, ışıkla senkronize olsa da ondan bağımsız olarak süregiden içsel bir döngü vardı. Vücudumuzdaki bu biyolojik saat mekanizması tam 25 saate kuruluydu ve mağaralara kapatılsak, zincirlere vurulsak, Mars’a dahi ışınlansak günlerimiz 24 saate yakın işleyecekti. Bu hafta konuğumuz, doktora çalışmasını biyolojik saatler üzerine yapmış, şimdi de retina biyolojisi araştırmalarına Harvard Tıp Fakültesi’nde devam eden Doktor Didem Göz! Tıp öğrencilerinin kapatıldığı mağaralardan meyve sineklerinde yapılan çalışmalara; gözleri oyulan serçelerden beynimizdeki suprakiazmatik çekirdeğe (SCN) Doktor Göz ile gözün, ışığın ve biyolojik saatimizin hayatımıza etkilerini tartıştık. Bir doktorun uzmanlık alanı ve soyadı aynıysa, o doktor dinlenir! Not: Ses miksaj kristalizatörümüz Banu Şahin’e 200 ruble ve sonsuz teşekkür borçluyuz! Bundan sonra sesimiz sana emanet. Not 2: Ilya Piskovic hayal ürünüdür. 1974 mağara deneyleri gerçektir. Kazana bas, porsiyonu indir!!
https://bilimkazani.org/wp-content/uploads/2014/01/biyolojik-saatler.mp3
plus icon
bookmark

Ilya Piskovic tıp fakültesine henüz o sonbahar başlamıştı. Haftalık yövmiyesi ancak yol parasını karşıladığı için annesinden yadigar piyanosunu tam 200 rubleye satmış, postallarının uzun kışa dayanamayacağından korktuğu için de okulun hemen yakınında çok da matah olmayan ve sıvaları dökülen bir ev tutmuştu. Ilya’nın bütün bu hazırlıkları yapmasına hiç gerek yoktu, çünkü o kış en hürmet ettiği hocalarından biri O’nu 127 gün boyunca ışık görmeyen bir mağaraya kapattı.

Literatürde ‘mağara deneyi’ olarak anılan bu deneyin sonuçları, 1974 yılında bir makale olarak yayınlandı. Sonuçlar deneyin kendisinden de dehşetengizdi: insan vücudunda, ışıkla senkronize olsa da ondan bağımsız olarak süregiden içsel bir döngü vardı. Vücudumuzdaki bu biyolojik saat mekanizması tam 25 saate kuruluydu ve mağaralara kapatılsak, zincirlere vurulsak, Mars’a dahi ışınlansak günlerimiz 24 saate yakın işleyecekti. Bu hafta konuğumuz, doktora çalışmasını biyolojik saatler üzerine yapmış, şimdi de retina biyolojisi araştırmalarına Harvard Tıp Fakültesi’nde devam eden Doktor Didem Göz! Tıp öğrencilerinin kapatıldığı mağaralardan meyve sineklerinde yapılan çalışmalara; gözleri oyulan serçelerden beynimizdeki suprakiazmatik çekirdeğe (SCN) Doktor Göz ile gözün, ışığın ve biyolojik saatimizin hayatımıza etkilerini tartıştık. Bir doktorun uzmanlık alanı ve soyadı aynıysa, o doktor dinlenir! Not: Ses miksaj kristalizatörümüz Banu Şahin’e 200 ruble ve sonsuz teşekkür borçluyuz! Bundan sonra sesimiz sana emanet. Not 2: Ilya Piskovic hayal ürünüdür. 1974 mağara deneyleri gerçektir. Kazana bas, porsiyonu indir!!
https://bilimkazani.org/wp-content/uploads/2014/01/biyolojik-saatler.mp3

Previous Episode

undefined - Bölüm 7: Takım Ruhu

Bölüm 7: Takım Ruhu

Dedektif Aysu omuzlarını silkti, döpiyesini dikkatlice asmış olduğu sandalyeyi kendine doğru çekti. “Teşkilatın yeniyıl kutlamasına tam 20 dakika var ve bunu kaçırmayı asla istemem. Yan odadaki ödlek arkadaşın ötmeden bu meseleyi burada halledelim, ha? Sen de, ben de biliyoruz; suçu itiraf et ve bu akşam karına güzel bir buket yaptırıp evine dön”. İlker dudaklarını ısırdı. Karısı yoktu ama buket yaptırmak güzel bir fikirdi. Alp’i satmak ve kodesten kurtulmak da güzel fikirlerdi, zaten Alp’i umursadığı yoktu. Suçu itiraf eder ve Alp sessiz kalırsa, hiç ceza almadan kurtulabilirdi, Alp ise en az 10 sene yerdi. Suç önemli değildi. Alp de. En mantıklısı ötmek olacaktı, dedektifin odayı parselleyen ağır aksak adımları birden durdu. Matkap gibi delici bakışları İlker’e yoğunlaşmıştı. “Cevabım hayır”, dedi, İlker. “Konuşmayacağım”. Dedektif sıkı bir küfür savurdu. İlker neden sessizliği ve kodeste kalmayı seçmişti? Sebebini bu bölümde, tutsak ikilemi teoreminin evrimsel açılımında öğrenebilirsiniz!

...

Dört aylık fetret devrinden sonra bilim ateşini tekrar harlıyoruz! Bilim Kazanı’nın sezon açılışında ekibin yeni daimi üyesi Alp Sipahigil ile birlikte üç silahşörleri oynuyor, takım ruhu’nun biyolojik ve evrimsel mekanizmalarını tartışıyoruz. Hayatta kalmak ve kendini çoğaltmak sürekliliğin temeliyse, herhangi bir organizma kendini grubun diğer üyeleri için niçin feda eder? Çatışmalarda neden ön cephelere gider? Genin bencil olduğu bir dünyada, fedakarlık neden var? Komünal yaşantının kitabını bizden milyonlarca yıl önce yazmış olan arılar da hısım akrabayı korur mu? Ve goril Koko hala ağlıyor mu? Hepsi kaportayı cilalatan Bilim Kazanı’nın yepisyeni yedinci bölümü Takım Ruhu’nda! KEPÇE. IS. BACK. Kazana bas, porsiyonu indir!!
https://bilimkazani.org/wp-content/uploads/2013/10/bolum7-takimruhufinal.mp3

Kaynakça:

Genel

The Evolution of Altruism (TEDxTalpiot Sunumu, Eng)

Next Episode

undefined - Bölüm 9: Uzay Yolu

Bölüm 9: Uzay Yolu

Gezegenimizden binlerce ışık yılı uzakta bilinmeyen bir cisim etrafındaki bütün enerjiyi merkezine doğru büyük bir kuvvetle çekiyordu.

‘Olay ufkuna yaklaşıyoruz’, dedi İlker. Bu çizgiyi geçtikleri anda ışığın bile kaçamadığı bir çekim kuvvetine tabi olacaklardı.

Kaptan Bülent kontrol panelinin önündeki yerini aldı, ‘Yapabileceğimiz birşeyler olmalı! Alp, en azından bugünün burcunu oku, Merkür geri çekildiği zaman elektronik aletlerin bahtı kapalı oluyordu değil mi?’ dedi, ümitsizce birkaç kelime daha mırıldandı. Alp doğruldu, ‘Bahtı kapalı olanın tahtı açık olurmuş Kaptanım!’ Doktor Aysu ışıkları açtı. Hastaların sakinleştirici vakti çoktan geçmişti. Bu bölümde burçlardan girdik, karadeliklerden çıktık! Bizden binlerce ışık yılı uzaklıktaki yıldızların pulsar sinyallerini dinledik, uzayın beyaz cücelerinden bahsettik, elementlerin doğuşundan yıldızların ölümüne bütün kosmosu baştan sona önünüze getirdik! Uzman konuğumuz Harvardlı astronom Dr. Bülent Kızıltan anlatıyor, biz dinliyoruz! Kazana bas, porsiyonu indir! https://bilimkazani.org/wp-content/uploads/2014/03/bk9-uzay-yolu.mp3

Episode Comments

Generate a badge

Get a badge for your website that links back to this episode

Select type & size
Open dropdown icon
share badge image

<a href="https://goodpods.com/podcasts/bilim-kazani-384124/b%c3%b6l%c3%bcm-8-biyolojik-saatler-54719509"> <img src="https://storage.googleapis.com/goodpods-images-bucket/badges/generic-badge-1.svg" alt="listen to bölüm 8: biyolojik saatler on goodpods" style="width: 225px" /> </a>

Copy